İşinden evine dönüp tek amacı internette hobisiyle ilgilenmek olan kalabalıklar, nasıl olur da dünyaca ünlü şirketlere bir gecede milyon dolarlar kazandırır; saniyeler içinde, nasıl olur da yeni ürünler, yeni markalar yaratır. Milyar dolarlık bu iş modeli nasıl bir güçtür ki, maddi hiçbir kazancı olmayan kalabalıkları, bir Ar-Ge ordusuna dönüştürür. Bu akıl almaz durumu açıklayan Crowdsourcing kavramı, tüm detaylarıyla birlikte KoçSistem Yayınları ile Türkiye’de…
KoçSistem Yayınları, gazeteci-yazar Jeff Howe’un yazdığı, dünyada büyük ses getiren yeni iş modeli “Crowdsourcing”in anlatıldığı “Crowdsourcing: Kalabalıkların Gücü Bir İşe Nasıl Şekil Verebilir?” (Crowdsourcing: Why The Power Of The Crowd Is Driving The Future Of Business) rehber kitabını Türk okurlarıyla buluşturdu. İlk olarak Ağustos 2008’de ABD’de basılan ve büyük ilgi gören, daha sonra İngiltere, İtalya ve Japonya gibi 11 ülkede daha okuyucusuna ulaşan Crowdsourcing, yepyeni bir fenomen yarattı. Üstelik bu bir iktisatçının, bir yönetim danışmanının ya da bir pazarlama gurusunun buluşuyla değil, sevdiği şeyleri özellikle başkalarıyla birlikte yapmaktan hoşlanan binlerce insanın plansız eylemleri sonucu ortaya çıktı.
Crowdsourcing, internetin, insanları birbirinden ayırdığını söyleyen felaket öngörüsünün antitezi olarak, dünyadaki tüm insanları din, dil, ırk ve cinsiyet ayrımı yapmadan aynı amaç için bir araya getirmeyi başardı. Her coğrafyadan her türlü insanın görülmemiş seviyelerde işbirliği yapmasını ve ekonomik açıdan anlamlı işleri örgütlemesini sağlayan “crowdsourcing”, iş dünyasından siyasete, medyadan finansa, bilimden mühendisliğe, sanattan eğlence üretimine kadar her şeyin üretiliş biçimini değiştirmeye başladı. Yeni çözümler keşfetmek ve daha güçlü ve inandırıcı bir şirket kimliği oluşturmak için Fortune 100 şirketleri de Crowdsourcing’e başvuruyor. Girişimcileri, sanatçıları, tasarımcıları ve tüm hobi sahiplerini hafife alınmayacak avantajlarla donatan bu yeni olgunun dinamikleri, Türkiye’de ilk defa KoçSistem tarafından Türkçe’ye kazandırılan “Crowdsourcing” kitabında açıklanıyor.
Crowdsourcing sözcüğünün yaratıcısı gazeteci Jeff Howe, Crowdsourcing için “İş alanımın ölümünün belgeselidir” diyor. Howe “Bu kelime ile bir zamanlar profesyonellere özgü işleri başararak, geleneksel işgücünün yerini alan kalabalıkları ifade ediyorum. Tüm dünyada hız kazanan bu model biraz boş zamanı, öğrenme isteği ve internet bağlantısı olan herkesin ekonomik üretkenliğe katkıda bulunmasına izin veriyor. Crowdsourcing’le büyük firmalar idari masraflarını görülmemiş oranda düşürüyorlar. Açık kaynak projeleri, başarıların reklamını yapıyor ve başarısızlığın maliyetsiz olmasını sağlıyor” diyor.
Koç Bilgi Grubu Genel Müdürü Mehmet Nalbantoğlu, KoçSistem’in Türk okuyucusuna sunduğu bu kitabın çıkış nedenini şöyle açıklıyor: “Crowdsourcing dünyada geleneksel iş modellerinin hegemonyasını sarsarak gelişimine devam ediyor. Şirketler bu iş modeliyle sıfır yatırım ve maliyetle Ar-Ge departmanlarını kuruyor, yeni ürünlerinin testini yapıyor, ücretsiz içerik yaratıyor ve bu işleri, bir anlamda “gönüllüler ordusu” olan kalabalıklara yaptırıyor. Kitap, bu kalabalıklar hakkında enteresan örneklerle bizi şaşırtmayı başarıyor.
KoçSistem olarak, sadece sektörümüzde değil, dünya sahnesinde beliren her yeniliği, hem kalabalıkların sesine kulak vererek hem de müşteri odaklı yaklaşımımızla sunma ve fark yaratma sorumluluğumuzun bir parçası olarak, bu yeni oyunun kurallarını Türk okuyucusu ile paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.” “Crowdsourcing: Kalabalıkların Gücü Bir İşe Nasıl Şekil Verebilir?” kitabı Mart ayındawww.kocsistem.com.tr adresini tıklayıp ilgili formu dolduran 100 kişiye hediye edilecek. Nisan ayında ise Optimist Yayıncılık işbirliğiyle, kitapçılardaki raflarda yerini alacak.